İnternette çokça göreceğiniz sağlık yazıları içinde şifa kaynağı olan sağlıklı kabuklar maddesi de dikkat çekiyor. Hemen akla gelen meyve kabukları şifa kaynağı olan sağlıklı besinler içinde başta geliyor ki bunların içinde nar meyvesinin ayrı bir yeri var. Hem taneli meyvesi yenen hem de suyu içilen, ayrıca çok lezzetli bir meyve olan nar son yıllarda çok tüketilir hale geldi. Uygun iklimlerde nar yetiştiriciliği çoğaldı. Narın kanserin tüm türlerini önlemede yararlı olduğu da ortaya çıkınca meyvenin popülerliği arttı. Çarşıdan bir tane alınan, eve gelince bin tane olan narın onlarca faydası sayılmaya başlandı. Konuşulanların içine narın çekirdeklerinden başka kabuğu bile girdi. Genelde çöpe atılan nar kabuğunun suyuna göre çok daha fazla sağlıklı materyaller ihtiva ettiği açıklandı.
Nar kabuğu içindeki ellagik asit, flavanoit, fenolik bileşik gibi kelimeleri pek de anlamadan kabul edip dinledik. Büyüklerin nar yiyin, çok faydalıdır sözünü hatırladık. Şimdi artık nar kabuğunun kansere karşı doğal bir önleyici olduğunu biliyoruz.
Hatta meyve suyu fabrikalarında sıkılan narın kabuklarının özellikle büyükbaş hayvan yemlerinin içine katılması isteniyor. Böylece hayvanlar da doğal antibiyotik almış olacaklar.
Nar kabuklarının atılmaması, kurutularak bunlardan bir çeşit çay yapılıp içilmesi şifalı kabuklar konusu içinde geçiyor.
Nardan sonra sırayı elma alıyor. Bir meyve söyleyin dendiği zaman önce aklımıza gelen elmanın kabuğunda ursolik asit var. Bu madde kas erimesine karşı vücuda doğal bir savunma sağlıyor.
Sözünü ettiğimiz kas kütlesinin azalmaması, yağlanma değil. Elma ayrıca kan şekerini düşürdüğü için diyabetli hastalara bile tavsiye edilen bir meyvedir.
Hamileler için özellikle tavsiye ediliyor. İncir anneyi ve bebeği toksinlerden koruyor. (Ünlü İngiliz düşesi Kate Middeton’ın bitmeyen hamilelikleri sırasında sabah bulantılarına karşı siyah incir yediği magazin haberleri içinde sık sık geçmişti.)
Çam kozalağını da kabukları sağlıklı olan meyveler içinde sayabiliriz. İlk başta meyve bunun neresinde diyebilirsiniz ama kozalak çam ağacının meyvesidir.
Çam kozalağı suyunun da grip, nezle, öksürük, bronşit ve astım gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanıldığı çok eskiden beri bilinmektedir. Akciğerlerin temizlenmesi, saçların canlandırılması açısından da faydalıdır. 5 tane kadar çam kozalağını geniş bir kasede 24 saat suda bekletin, sonra yarım saat kaynatın. Ama içerken bal ile tatlandırın. Günde bir çay bardağı içmek yeterli olacaktır. Olgunlaşmış ve açılmış çam kozalaklarını kullanın.
Yazımızın başlığına uygun olarak Muğla’nın sığla ağaçlarından mutlaka bahsetmek gerekiyor. Ağlayan ağaç veya günlük ağacı olarak bilinen ve Anadolu’nun en eski ağaçları arasında geçen sığla ağaçlarının kabuğunu uygun biçimde keserseniz reçinesi akar.
Bundan elde edilen sığla yağının faydaları saymakla bitmiyor. Yaraların iyileşmesinde ve mide rahatsızlıklarında doğal ilaç olarak kullanılıyor. Sığla’nın ağaç kabuğu üzerinde balsam kanalları denilen yerler üç yılda bir yarılır ve akan reçine toplanır. Bu çok değerli bir maddedir. Kilosu 600 liraya kadar çıkmıştır. 30 gramlık bir sığla yağı şu anda aktarlarda 30 liradan satılıyor. Sığla ağacı koruma altında olan bir türdür.
Kayseri ve Sivas çevrelerinde çok bilinen giloboru meyvesi de her şeyiyle şifa kaynağı olan mucizevi bitkilerden. Hem turuncu renkli taneleri salamuraya yatırılarak yeniyor hem de ağacının kabukları kaynatılıp içiliyor. Kas ağrılarına karşı doğal bir ilaç sayılıyor. Salamuradan çıkan meyveler 24 saat içinde tüketilmeli ve 24 saatten fazla bekletilmemelidir.
Sağlıklı kabuklar hangileridir sorusunun yanıtını öncelikle meyveler veriyor. Büyükler meyveleri soymadan ama iyice yıkayarak yiyin şeklindeki öğüdü boşuna vermiyorlar. Ağaç kabukları da anlattığımız şekilde konuya dahil edilmektedir. Özellikle soğuk havalarda bu öğütler aklınızda olsun. Hepsi yakamızı bırakmayan soğuk algınlıklarının doğal ilaçlarıdır.
Hatta meyve suyu fabrikalarında sıkılan narın kabuklarının özellikle büyükbaş hayvan yemlerinin içine katılması isteniyor. Böylece hayvanlar da doğal antibiyotik almış olacaklar.
Nar kabuklarının atılmaması, kurutularak bunlardan bir çeşit çay yapılıp içilmesi şifalı kabuklar konusu içinde geçiyor.
Nardan sonra sırayı elma alıyor. Bir meyve söyleyin dendiği zaman önce aklımıza gelen elmanın kabuğunda ursolik asit var. Bu madde kas erimesine karşı vücuda doğal bir savunma sağlıyor.
Sözünü ettiğimiz kas kütlesinin azalmaması, yağlanma değil. Elma ayrıca kan şekerini düşürdüğü için diyabetli hastalara bile tavsiye edilen bir meyvedir.
Nar ve Elmadan Sonra İncir ve Çam Kozalağı
İncir de şifalı kabukları olan meyveler listesine dahil ediliyor. Özellikle siyah incirin mineraller açısından mükemmel bir besin olduğunu biliyoruz. İnciri soymaya falan kalkmayın.Hamileler için özellikle tavsiye ediliyor. İncir anneyi ve bebeği toksinlerden koruyor. (Ünlü İngiliz düşesi Kate Middeton’ın bitmeyen hamilelikleri sırasında sabah bulantılarına karşı siyah incir yediği magazin haberleri içinde sık sık geçmişti.)
Çam kozalağını da kabukları sağlıklı olan meyveler içinde sayabiliriz. İlk başta meyve bunun neresinde diyebilirsiniz ama kozalak çam ağacının meyvesidir.
Çam kozalağı suyunun da grip, nezle, öksürük, bronşit ve astım gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanıldığı çok eskiden beri bilinmektedir. Akciğerlerin temizlenmesi, saçların canlandırılması açısından da faydalıdır. 5 tane kadar çam kozalağını geniş bir kasede 24 saat suda bekletin, sonra yarım saat kaynatın. Ama içerken bal ile tatlandırın. Günde bir çay bardağı içmek yeterli olacaktır. Olgunlaşmış ve açılmış çam kozalaklarını kullanın.
Turunçgiller
Mandalina kabuklarının da atılmaması ve çay yapılması verilen öğütler arasında. Bu noktada aslında portakal ve mandalina türü meyvelerin sularının sıkılmasından ziyade meyve olarak tüketilmesi, hatta kabuk kısmı ile meyve arasında kalan beyaz dokuların soyulmadan yenmesi de öğütleniyor. Kabuklu meyveler bu şekilde de lezzetlerinden bir şey kaybetmezler.Yazımızın başlığına uygun olarak Muğla’nın sığla ağaçlarından mutlaka bahsetmek gerekiyor. Ağlayan ağaç veya günlük ağacı olarak bilinen ve Anadolu’nun en eski ağaçları arasında geçen sığla ağaçlarının kabuğunu uygun biçimde keserseniz reçinesi akar.
Bundan elde edilen sığla yağının faydaları saymakla bitmiyor. Yaraların iyileşmesinde ve mide rahatsızlıklarında doğal ilaç olarak kullanılıyor. Sığla’nın ağaç kabuğu üzerinde balsam kanalları denilen yerler üç yılda bir yarılır ve akan reçine toplanır. Bu çok değerli bir maddedir. Kilosu 600 liraya kadar çıkmıştır. 30 gramlık bir sığla yağı şu anda aktarlarda 30 liradan satılıyor. Sığla ağacı koruma altında olan bir türdür.
Kayseri ve Sivas çevrelerinde çok bilinen giloboru meyvesi de her şeyiyle şifa kaynağı olan mucizevi bitkilerden. Hem turuncu renkli taneleri salamuraya yatırılarak yeniyor hem de ağacının kabukları kaynatılıp içiliyor. Kas ağrılarına karşı doğal bir ilaç sayılıyor. Salamuradan çıkan meyveler 24 saat içinde tüketilmeli ve 24 saatten fazla bekletilmemelidir.
Sağlıklı kabuklar hangileridir sorusunun yanıtını öncelikle meyveler veriyor. Büyükler meyveleri soymadan ama iyice yıkayarak yiyin şeklindeki öğüdü boşuna vermiyorlar. Ağaç kabukları da anlattığımız şekilde konuya dahil edilmektedir. Özellikle soğuk havalarda bu öğütler aklınızda olsun. Hepsi yakamızı bırakmayan soğuk algınlıklarının doğal ilaçlarıdır.