2019 Trend Diyeti : İçgüdüsel Beslenme

- 22:59
Neredeyse her geçen gün yeni bir diyet listesiyle tanışıyor ve uygulamak için hemen karar değiştiriyoruz. Bu diyetlerin bazısı katı kurallar koyuyor, bazısı çok daha rahat takılmamıza imkan veriyor; bazıları hemen sonuçlarını gösteriyor, bazıları ise uzun vadede kilo vermeyi garantiliyor. Sebep-Sonuç, Etki-Tepki gibi tüm bu kafa karışıklıklarına sebebiyet veren diyet listelerinin içerisinde farklı bir diyet arayışında iseniz, 2019'un trend diyeti; içgüdüsel beslenme tam size göre!



Diyetisyen ve uzmanların tavsiyelerini tamamen yerle bir eden içgüdüsel beslenme, son zamanların hızla yayılan ve her geçen gün popülerleşen bir diyet programı haline geldi. İçgüdüsel beslenme programı ile hayatımıza giren beslenme tarzının çok fazla eleştirilen yönlerinin olmasına rağmen, pek çok kişinin görüşü ise ihtiyacımız olan ve sağlıklı bir yaşamın anahtarının içgüdüsel beslenmeden geçtiğini savunuyor. İçgüdüsel beslenme ile ilgili geniş bilgi ve merak edilen her şey yazımızın devamında sizlerle...

İçgüdüsel Beslenme Nedir ?


İçgüdüsel beslenme şimdiye kadar öğrendiğiniz tüm diyet algılarını baştan aşağıya yok sayan bir beslenme şekli. Diyet listelerinde ki sınırlamaların tam da aksine, canınızın istediği bir yiyeceği istediğiniz anda, doyana kadar yemenize izin veriyor. Bu tarz bir beslenme şeklini baz alıyor içgüdüsel beslenme. Diyetisyenlerin ve beslenme uzmanlarının gereksiz olarak uzak durulmasını tavsiye ettiği besinlerin tüketilmesinde de herhangi bir sıkıntı gözetmiyor. Bu besinlere örnek olarak, rafine şeker, aşırı tuzlu gıdalar ve aşırı yağlı yiyecekleri örnek olarak gösterebiliriz. Bu tarz bir disipline sahip beslenme şeklini ortaya kişiler ise California'dan Evelyn Tribole ve Elyse Resch ikilisidir.

Bu ikiliye göre canımızın çektiği ve yemek istediğimiz besinler vücudumuzun ihtiyaç duyduğu besinlerdir. Eğer bir yiyeceği yeme isteği duyuyorsak, bu vücudumuzun o yiyeceğe ihtiyacı olduğunu göstermektedir. İçgüdüsel beslenme diyeti, acıkınca yemek, doyunca bırakmak ve vücudumuzun gönderdiği sinyallere göre sürdürülecek yeme eylemini esas alıyor. Evelyn ve Elyse ikilisi bu şekilde bir beslenme düzeninin vücudumuzun kilo dengeleme mekanizmasını sağlıklı bir şekilde çalıştırdığını öne sürüyor. Bu ikilinin söylemlerine göre içgüdüsel beslemenin temel kuralları şöyle:

Diyetler ve Diyet Listelerini Yok Say ! 


Diyet programlarını, diyet listelerini, diyet dergileri, kitaplarını ve diyetle ilgili her şeyi yok sayın. Kilo verme önerileri ve benzeri tüm önerilere kulak asmayın. Alınan ve harcanan kalorilerin sayımı, günlük alınması gereken karbonhidrat, yağ ve protein miktarlarının hesaplanması, kalori sınırlandırılması ve şekerden uzak durmak gibi diyet ile ilgili her şeyi yok sayın.

Yiyeceklere Karşı Ön Yargılarınızı Yıkın !


"O yiyecek iyi", "Bu yiyecek kötü" demekten artık vazgeçmemiz gerektiğini savunan bir disiplin. İstediğiniz  her şeyi canınız çektiği anda, doyana kadar yemekten asla vazgeçmeyin. Ve yaptığınız bu yeme eyleminden asla pişmanlık duymayın. Örnek olarak, çok sevdiğiniz bir tatlıyı yemeden önce, bu tatlıyı yersem eğer şu kadar dakika spor yapmam gerekir, gibi anlamsız düşünceleri kafanızdan tamamıyla çıkarın atın artık.

Eğer bir yiyeceği yeme isteğinize karşı kısıtladığınız zaman beyniniz o yiyeceği sanki bir daha hiç yiyemeyecekmiş gibi algılıyor. Bu sebepten dolayı da daha fazla yemek istiyor. Böyle bir olay örgüsünün sonucunda ise kendinize yasakladığınız şeyden bir miktar yeseniz doyacağınız yerde, daha fazlasını yiyorsunuz.

Yine aynı şekilde "bu yiyecek sağlıksız", "bu yiyecek sağlıklı" gibi bir şey yemeden önce kafanızda dönüp duran düşüncelerden tamamen kurtulmalısınız. Çikolata şeker içeriyor sağlıksız, avokado doğal şeker içeriyor sağlıklı, ekmek tüketmeyin, tatlı yemeyin sağlıksız, meyve yiyin sağlıklı, gün içerisinde aldığınız kaloriler 1000-1500'ün üzerine çıkmasın gibi diyetisyen ve beslenme uzmanlarının sıklıkla tekrar ettiği cümlelere karşı meydan okuyun !

Sağlıklı Bir Hayat İçin Spor Yapın !


Spor yapan birçok insanın düşüncesi sporun sadece kilo vermek ve kalori vermek için yapıldığı yönünde. Ve insanların çoğu da bunun için spor faaliyetlerine katılmakta. Aklınızda sürekli bu düşünce eşliğinde spor yaptığınızda bir süre sonra vazgeçecek ve spora karşı olan sempatinizi kaybedeceksiniz. Spor yaparken önemli olan yaktığınız kalorilere odaklanmak yerine, spor yaptığınız anda nasıl hissettiğinize odaklanmanız. Kaslarınızın o an nasıl çalıştığını, vücudunuzun aktif bir şekilde çalıştığını hissetmeli ve kendinizi sevmelisiniz. Spor esnasında vücudunuz tarafından salgılanan endorfin hormonunun yarattığı mutluluğa odaklanmalısınız.